Ana Sayfa

 
Peygamber ne demektir?

Peygamber Farsçadan dilimize geçen bir sözcük olup, “haber veren ve haber getiren, anlamına gelir. Terim olarak peygamber, “Allah tarafından gönderilen, onun emirlerini, öğütlerini ve vereceği her türlü bilgiyi insanlara ulaştırmakla ve açıklamakla görevlendirilen kimselere” denir.

 

 

Nebi ve resul ne demektir?

Kuranıkerim’de peygamber sözcüğünün yerine “nebi” ve “resul” kelimeleri kullanılmıştır. Arapçada nebi “haber veren”, resul ise “elçi, mesaj taşıyan kimse” anlamındadır. Terim olarak Nebi: Allah’tan vahiy almış, ancak kendisinse ayrıca ilahi bir kitap verilmemiş olan peygamberlerdir. Nebiler kendisinden önce gelmiş olan resullerin kitaplarını tebliğ etmişler ve açıklamışladır. Örneğin Hz. Nuh, Salih, Yunus peygamberler nebidir.

Resul: Allah tarafından kendisine vahiylerden oluşan bir kitap gönderilen peygamberdir. Resullere nebi de denir. Ancak her nebiye resul denmez. Örneğin, Hz. Musa, Hz. Muhammed hem nebi, hem de resuldür.


Peygamberlere niçin inanmalıyız?

Peygamberlere iman, İslam’ın inanç esaslarından biridir. Peygamberlere inanmak Allah’a inanmanın bir gereğidir. Çünkü peygamber Allah’ın elçileridir. Peygamberlere iman demek, bütün peygamberlerin Allah tarafından gönderildiklerine, bu kimselerin Allah’tan getirdiği bütün bilgilerin gerçek ve doğru olduğuna inanmak demektir.

Peygamberler arasında herhangi bir ayırım yapmak İslam inancı açısından doğru değildir. Bu nedenle bir Müslüman, Allah’ın gönderdiği bütün peygamberlere inanmakla yükümlüdür. Konu ile ilgili olarak Yüce Allah Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “Deyin ki: Biz Allah’a, bize indirilene(Kur’an’a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Musa ve İsa’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz” (Bakara suresi, ayet 136)


Peygamberlerin görevleri nedir?

Allah mesajlarını vahiyle peygamberler aracılığı ile göndermiştir. Vahiy Allah ile peygamberi arasında, niteliğini ancak Allah’ın ve onun elçisinin bildiği bir haberleşme şeklidir.Peygamberlerin görevi, Allah’ın emirlerini, öğütlerini ve vereceği her türlü bilgiyi insanlara bildirmek ve açıklamaktır. Bu anlamda Allah’ın gönderdiği bu elçiler insanlara hem ilahi buyrukları bildirmişler, hem de dini anlamalarında, uygulamalarında yardımcı ve örnek olmuşlardır. 

Peygamberler nasıl seçilir?

Peygamberler, insanlar arasından Yüce Allah tarafından seçilir. Bu nedenle peygamberlik çalışmak veya ibadet yolu ile elde edilebilecek bir görev değildir. Allah, mesajını iletmek için insanların içinden bazılarını seçip görevlendirmiştir. Bu özel kişiler, diğer insanlara Allah’ın buyruklarını bildirmişlerdir. Bunun için peygamber olabilmek için Allah tarafından seçilmiş olmak en temel koşuldur.

İnsanların peygamberlere niçin ihtiyacı vardır?

İnsan, akıl ve düşünce yeteneğine sahip bir varlıktır. Bu özelliği sayesinde, düşünerek, araştırarak pek çok konuyu öğrenebilir. Bize ve evreni yaratan Allah’ın varlığını kavrayabiliri. Fakat Allah’ın niteliklerini, onun hoşnutluğunu kazanmak için yapılacak ibadetlerin neler olduğunu, nasıl yapılacağını bilemez. Bu dünyadaki davranışlarının kendisine ne gibi sorumluluklar getireceğini tam olarak kavrayamaz.

Peygambere inanmanın insan için önem nedir?

Allah’ın gönderdiği bu elçiler, insanlara hem ilahi emirleri bildirmişler, hem de hayatta nasıl yaşanacağını, kendileri bizzat örnek hayatlarıyla göstermişlerdir. İnsanlara en doğru şekilde Allah’ı tanıtmış, ona nasıl ve ne şekilde kulluk edileceğini öğretmişlerdir. İyi, güzel ve doğru işlerin neler olduğunu açıklamışlardır. Çünkü Peygamberler en büyük ahlak kahramanlarıdır. Onlar bir yandan yenilikler getirerek, diğer taraftan düzenli, disiplinli ve erdemli toplumlar oluşturarak uygarlığın gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.

 


 

Peygamberler bizim gibi birer insandır.

Peygamberler de tıpkı bizim gibi etten kemikten insanlardır. Onlar tanrısal bir kimliğe sahip değillerdir. Doğmuş, büyümüş ve ölmüşlerdir. Yemek, içmek, çalışmak, yorulmak, dinlenmek, üzülmek, sevinmek gibi beşeri özellikler herkes gibi onlarda da bulunur. Yalnız onların diğer insanlardan önemli farkları vardır. Peygamberler Allah’tan vahiy alırlar, bu iş için seçilmiş ve arındırılmıştır.

Peygamberlerin kendine özgü nitelikleri vardır

Peygamberlerin örnek kişilikleri ve yol göstericilikte öncü olmaları nedeniyle belli niteliklerle donanmış olmalarını gerektirmektedir. Bu nedenle peygamberlerin bazı üstün özellikleri ve kendine özgü nitelikleri vardır. Onların bu özellikleri yapmakta oldukları görevi yerine getirmede ve vahyin öğretilmesinde önemli katkılar sağlamıştır. Kendilerine verilen elçilik görevlerini başarılı ve en iyi şekilde yapabilmişlerdir.


Peygamberler gerektiğinde mucize gösterirler

Peygamberler Allah’tan aldıkları vahyi insanlara anlatırken gerektiğinde mucizeler gösterirler. Mucize, peygamberlerin peygamberliklerini ispatlamak üzere Allah tarafından kendilerine verilen olağanüstü durum ve olaylara denir. Mucizelerin gerçek sahibi Allah’tır. Onun destek ve yardımı olmadan hiçbir peygamber mucize gösteremez. Ateşin Hz. İbrahim’i yakmaması, Hz. Musa’nın asasının yılana dönüşmesi, Hz. İsa’nın ölüleri diriltmesi olayları mucizeye örnektir.


Peygamberlerin her birinde bulunması gereken nitelikler nelerdir?


1.Doğru olmak

2.Güvenilir olmak

3.Akıllı ve zeki olmak

4.Günah işlemekten kaçınmak

5.Allah’tan aldığı mesajları olduğu gibi insanlara bildirmek

 


 

Doğruluk ne demektir?

Doğruluk, niyetin, sözün ve davranışların birbiriyle uyumlu olmasıdır. Tarih boyunca insanlık doğruluğu hep yüce bir değer olarak görmüştür.

Peygamberler doğru sözlü ve dürüst insanlardır.

Peygamberler doğru sözlü ve dürüst insanlardır. Gerek peygamberlikten önce, gerekse peygamberlikten sonra söz ve davranışlarında doğruluğu ilke edinmişlerdir. Onlar, sözlerinde, yaptıkları iş ve davranışlarında doğrudurlar. Onlarda hile, yalan, iftira, insanları aldatma, iki yüzlülük gibi kötü huyların hiçbiri bulunmaz. Kur’an’da peygamberlerin doğru ve dürüst olduklarını belirten ayetler vardır. “Kitapta(Kur’an’da) İbrahim’i an. Şüphesiz ki o,sıdık(özü-sözü doğru) bir peygamberdi.” (Meryem suresi, 41)

Peygamberlerin doğru olması niçin önemlidir?

Peygamberler Allah’ın öğütlerini, buyruklarını insanlara bildirmekle görevli kimselerdir. Bu görevi yerine getirecek kişinin öncelikle doğru ve dürüst olması gerekir. Eğer doğru ve dürüst olmasalardı, inandırıcı olamazlardı. Bu nedenle kimse onlara kulak vermez, kendilerine inanmazdı.


 

Güvenilir olmak (emanet)ne demektir?

Emanet sözcük olarak kendisine bırakılan bir şeyi veya kendisine verilen bir görevi ihanet etmemektir. Emanet: Peygamberler kutsal görevlerini yerine getirme konusunda ve diğer konularda güvenilir olmalarıdır.


Bütün peygamberler emin, güvenilir ve dürüst insanlardır.

Bütün peygamberler emin, güvenilir ve dürüst insanlardır. Onlar bunu söz ve davranışlarıyla ortaya koymuşlardır. Allah Kur’an’da peygamberlerin güvenilir insanlardan seçildiğini şöyle belirtmektedir: “Size Rabbimin vahyettiklerini bildiriyorum. Ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm” (A’raf, 68)


Peygamberlerin güvenilir olması, getirdiği mesajın kabul edilmesine nasıl katkı sağlamıştır?

Peygamberler Allah’tan aldıkları mesajları içtenlikle benimsemiş, onları önce kendi hayatlarında yaşamışlar, sonra da diğer insanlara öğretmişlerdir. Bu durum getirdiği mesajın kabul edilmesinde, öğretilmesinde önemli katkılar sağlamıştır.

Hz. Muhammed’in güvenilirliği

Peygamberler sağlam kişilikli, güvenilir insanlardır. Onlar sadece peygamberlik döneminde değil, kendilerine bu görev verilmeden önce de bu özellikleri ile tanınırlar. Bunun en güzel örneği kuşkusuz Peygamberimiz Hz. Muhammed’dir. O, içinde yaşadığı toplumun en güvenilir kişisi idi. O, her bakımdan kendisine güvenilen bir kimseydi. Dürüstlükten ayrıldığı, şaka bile olsa yalan söylediği hiç görülmemiştir. Bu yüzden ona henüz peygamber olmadan “Muhammed’ül emin”(Güvenilir Muhammed) denilmiştir. Kâbe hakemliğinde herkesi memnun edecek bir çözüm bularak muhtemel bir iç kavgayı önlemiş olması, haksızlık ve zulme engel olmak gayesiyle oluşturulan “Hılfulfudul”(Erdemliler anlaşması) cemiyetine aktif bir üye olarak katılması, peygamberlikten önce de “emin” sıfatını taşıdığını göstermektedir.

Nitekim peygamberliğini açıkladığı zaman iman etmeyenler bile ona yalancı, yalan söylüyor diyememişlerdir. En yakın akrabalarını Safa tepesine toplayıp onları İslâm’a davet ettiği zaman “Size dağın arkasında düşman atlarının bulunduğunu söylesem, buna inanır mısınız? Dediği zaman, “ hepimiz inanırız, çünkü sen yalan söylemezsin” diye cevap vermişlerdir. Uzak yerlere giden kimseler kıymetli eşyalarını Hz. Muhammed’e teslim ederlerdi. Hz. Muhammed bu emanetlere asla ihanet etmez ve sahiplerine sağlam bir şekilde iade ederdi. O, emanetlere en zor anda bile hainlik yapmamıştır. Bilindiği gibi, Medine’ye hicret edeceği gece müşrikler, öldürmek amacıyla onun evini kuşatmışlardı. Evini terk etmeden önce, yanında bulunan emanetleri Hz. Ali’ye teslim etmiş, ertesi gün de sahiplerine vermesini istemiştir.



 

Peygamberler akıllı ve zeki insanlardır

Peygamberler üstün bir akıl ve zekâya, kuvvetli bir hafızaya ve yüksek bir ikna gücüne sahip insanlardır. Bu sayede Allah’ın gönderdiği vahiyleri en doğru şekilde anlar ve en iyi biçimde insanlara aktarırlar. Sorunlara uygun çözümler getirirler. Konu ile ilgili olarak Yüce Allah Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “(Hepside) güçlü bir iradeye ve keskin bir kavrayış yeteneğine sahip olan İbrahim, İshak ve Yakub’u hatırla” (Sa’d suresi, 45)

 

Peygamberlerin elçilik görevini yerine getirmede akıllı ve zeki olmalarının önemi nedir?

Peygamberlik büyük sorumluluk gerektiren bir görevdir. İşte Allah, peygamberlerin vahyi en iyi bir şekilde aktarmaları, sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için onlara akıl, zekâ, doğru kavrama yeteneği vermiştir. Bu bakımdan peygamberler son derece akıllı ve zeki, ileriyi görebilen, dengeli ve ölçülü kişilerdir. Bu özellikleriyle Allah’tan aldıkları mesajları insanlara ulaştırma görevini başarıyla yapabilmişlerdir.


 

Günah İşlemekten Kaçınmak

  • Günah ne demektir?


Günah; Dince suç sayılan iş ve davranışlara denir. Dinimize göre yaptığımız her kötü davranışın bir karşılığı vardır. Dinimizin yapılmasını yasakladığı şeylerin yapılması durumunda günah işlenmiş olur. Yalan söylemek, iftira etmek, hırsızlık yapmak, dedikodu yapmak anne ve babaya saygısızlık, dinimizce günah sayılan davranışlardandır. Bu söz ve davranışlardan kaçınmamız gerekir. Çünkü bunlar kötü, çirkin, zararlı, Allah'ın hoşnut olmadığı ve Allah katında değer ifade etmeyen davranışlardır. Bu nedenle bu davranışlardan mutlaka kaçınmamız gerekir.

  • Peygamberlerin günah işlemekten kaçınması ne anlama gelir?


Peygamberlerin günah işlemekten kaçınması; onların gizli açık her türlü günahtan ve peygamberlik onuruyla bağdaşmayan hareketlerden uzak bulunmaları anlamına gelir. Çünkü peygamberler, Allah'ın korunmasında, günahsız ve tertemiz insanlardır. Allah onları doğuştan peygamber olmalarını dilemiş ve onları bu görev için özel terbiye ederek yetiştirmiştir. Bu durum Kur'an'da şöyle belirtilmiştir: " O peygamberler, Allah'ın hidayet ettiği ve özel yetiştirdiği kimselerdir. (Muhammed) Sen de onların gittiği yoldan git." (En'am, 89-90)
Her peygamber, doğumundan ölümüne kadar, Allah tarafından özel bir şekilde korunarak, günaha ve günaha giden yollardan alıkonularak himaye edilirler. Kur'an'da peygamberlerin görevlerini yaparken, Allah'ın onları koruyacağından söz edilmiştir. Böylelikle onların her türlü suç ve günah işlemelerinin önüne geçilmiştir. Bu durum Kur'an'da şöyle belirtilmiştir: "Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, onun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır." (Maide 67)

  • Peygamberler niçin günah işlemekten kaçınmalıdır?


Peygamberler Allah'ın elçileridir ve insanlara tarafından örnek alınan kimselerdir. Onlar günah işlemezler. Çünkü peygamberler insanlara günahın ne olduğunu, onlardan nasıl kaçınılması gerektiğini öğretmek üzere gönderilmişlerdir. Kendilerinin günah işlemeleri durumunda bunu insanlara anlatmaları mümkün olmaz, ilettikleri mesajın doğruluğuna güvenilmezdi. Allah'tan aldıkları göreve ve üstün ahlaklı olma özelliklerine de ters düşerdi. İnsanların sevgisini kazanamaz ve peygamberlik görevini yapamazlardı.

  • Peygamberler günah işlemekten kaçınması, getirdiği mesajın kabul edilmesine nasıl katkı sağlamıştır? 

Peygamberlerin görevi, kendilerine bildirilen mesajı insanlara ulaştırmakla bitmemiştir. Onlar, Allah'tan aldıkları mesajları içtenlikle benimsemiş, onları önce kendi hayatlarında yaşamışlar, sonra da diğer insanlara öğretmişlerdir. Bu konuda insanlara örnek olmuşlardır. Peygamberler her zaman günah işlemekten kaçınan, sağlam kişilikli, yüksek ahlaklı insanlardır. Onlar sadece peygamberlik döneminde değil, kendilerine görev verilmeden önce de bu özellikleri ile tanınırlar. Bu durum getirdiği mesajın kabul edilmesinde, öğretilmesinde önemli katkılar sağlamıştır. Bu sayede kendilerine verilen elçilik görevini en iyi şekilde yerine getirmişlerdir. 


 

Peygamberlere gelen mesajların ortak yönleri nelerdir?

Peygamberlerin mesajlarında bazı ortak yönleri vardır. Bunların başında Allah'ın varlığına ve birliğine, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine ve ahiret gününe iman gelir. Ayrıca inanç esasları, dünya ve ahiret mutluluğu, Allah'a nasıl ibadet edileceği gibi konular peygamberlerin mesajlarındaki diğer ortak yönleri oluşturur. Bu bakımdan ilk peygamber

Hz. Adem'den son peygamber Hz Muhammed'e kadar her peygamberin insanlara getirdiği mesajın amacı;
  • "İnsanın dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamak,
  • "İnsanlığın yükselmesini, gelişmesini ve uygar bir toplum olmasını sağlayan yolları göstermek,
  • "Kişiyi kendisi ve çevresiyle uyumlu olmasını sağlayan bir hayata hazırlamak,
  • "Toplumda dayanışmayı ve adaleti gerçekleştirmek, hak hukuka yürekten bağlı, özgür ve erdemli bir toplum meydana getirmektir. 

Yüce Allah Kur'an'da şöyle buyurmaktadır:
"Nitekim kendi aranızdan, size ayetlerimizi okuyan, sizi her türlü kötülükten arındıran, size kitap ve hikmeti öğreten, ayrıca bilmediklerinizi öğreten bir peygamber gönderdik" (Bakara ayet 151)


Peygamberler bu amacı gerçekleştirmek için bazı ilkeler getirmişlerdir. Bunlar, inanç, ibadet ve ahlâk olmak üzere üç bölümden oluşur.

İnanç esasları: Allah'ın varlığı ve birliği, melek, peygamber, kitap ve ahirete inanmak gibi esaslardır.


İbadet esasları: Yüce Allah'a kulluk etmeyi, onun emir ve yasaklarına uymayı içeren esaslardır.

Ahlâk esasları: İnsanlara ve diğer varlıklara karşı nasıl davranılacağını gösteren esaslardır.


Allah Niçin Vahiy Göndermiştir?

 

Vahiy ne demektir?

Vahiy; Yüce Allah'ın emirlerini, yasaklarını ve öğütlerini doğrudan doğruya veya melek aracılığıyla peygamberlerine bildirmesidir. Allah, kutsal kitaplarını vahiy yolu ile bildirmiştir.
Allah insanlar arasından seçmiş olduğu peygamberleri aracığıyla insanlara seslenmiş ve mesajlarını bu yolla iletmiştir. Peygamberler, Allah'tan aldıkları biçimiyle vahyi toplumlarına aktarmışlar, açıklamışlardır. Aynı zamanda her kitabın peygamberi, kitabındaki emir, yasakları ve öğütlerin uygulamasını göstermiş ve bunların yaşanabilir olduğunu örnek davranışlarıyla göstermişlerdir.

Allah niçin vahiy göndermiştir?

Allah vahiy göndermek suretiyle insanlara büyük bir lütuf, yardım ve destek sağlamıştır. Yüce Rabb'imiz, insanı bilme, düşünme gibi yetenekler vererek varlıkların en şereflisi, en mükemmeli olarak yaratmıştır. Bunun karşılığı olarak da insandan kendisinin halifesi, yani vekili olmasını istemiştir. İnsanı, Allah'ın koyduğu düzeni, yarattığı varlıkları kullanmak ve korumakla görevlendirmiştir. Evrendeki en büyük sorumluğu insana yüklemiştir. İnsanın bu sorumluluğu tam olarak yerine getirebilmesi için, Allah'ın yardım ve desteğine ihtiyacı vardır. Vahiy insana yol gösteren bir ışık, bir rehberdir. İnsanı vahiy yolu ile iyi, güzeli ve doğruyu bulabilir ve yanlışlıklardan kurtulabilir.

Allah insanlar arasındaki ayrılıkları çözüme kavuşturmak için vahiy göndermiştir. Vahiy toplum içinde ortaya çıkan sorunlara karşı çözüm önerileri getirmiştir. Böylece insanlar vahiy yolu ile eğitilmiş ve yönlendirilmiştir. Yanlışlıklar vahiy ışığında düzeltilmiş, doğru davranışlar teşvik edilmiştir. Yüce Allah Kur'an'da şöyle buyurmaktadır:
"İnsanlar tek ümmetti. Allah, peygamberleri müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdi. İnsanların ayrılığa düşecekleri hususunda, aralarında hüküm vermek için onlarla birlikte hak kitaplar indirdi." (Bakara, ayet 213)

Özetle Allah yarattığı insanı evrenin ortasında yalnız bırakmamış, vahiy göndererek insana olan ilgisini devam ettirmiştir. İnsanların dünya ve ahirette huzurlu ve mutlu yaşamaları için peygamberleri aracılığı ile vahiy göndermiştir.

Vahyin insan açısından önemi nedir?
Allah, insanın sorumluluklarının neler olduğunu vahiy yolu ile bildirmiştir. Bizim aklımız, duyu organlarımız ve bilgilerimiz sınırlıdır. Yüce Rabb'imizin bizlerden neleri istediğini, nelerin iyi, nelerin kötü olduğunu tam olarak bilmemiz mümkün değildir. Allah insanın sorumluluklarının neler olduğunu ve bunları nasıl yerine getireceğini bildirmek için vahiy göndermiştir.

Allah, nelere inanmamız gerektiğini ve kendisine nasıl ibadet edeceğimizi vahiy yolu ile bildirmiştir. İnsan, aklıyla Allah'ın varlığını kavrayabilir. Ancak insan neye, nasıl inanacağını, yaratıcısının niteliklerini, yaratıcısına nasıl ibadet edileceğini tam olarak kavrayamaz. Allah peygamberleri aracılığı ile gönderdiği vahiylerle kendisini insanlara tanıtmıştır. Allah, insanların nasıl ve niçin ibadet etmeleri gerektiğini, kendisinin hoşnutluğunu kazanmak için neler yapmaları gerektiğini bildirmek için vahiy göndermiştir.

Allah, insanın niçin yaratıldığını ve yaşamın amacının ne olduğunu vahiy yolu ile bildirmiştir. Çünkü sınırlı bir varlık olan insan, aklı ile ölümden sonraki yaşam, cennet, cehennem gibi konularda bilgi sahibi olamaz. Allah, insana yaşamın amacını, öldükten sonra ne olacağı, cennet ve cehennem gibi konularda bilgilendirmek için vahiy göndermiştir. Böylece hayatımızı anlamlandırmamıza yardımcı olmuştur.

Allah, uyulması gereken ahlak kurallarını, iyi, güzel ve doğru davranışları vahiy yolu ile bildirmiştir. İnsan aklı ile neyin, iyi, neyin doğru olduğunu tam olarak bilemez. Allah vahiy göndererek, insanın aklını iyi, güzel ve doğru olan şeylere yönlendirmiştir. Ailemizle ve bir arada yaşadığımız diğer insanlarla olan ilişkilerimizde yol göstermiştir. Bunlarla ilgili sorumluluklarımızı hatırlatarak, davranışlarımızda bilinçli olmamıza yardımcı olmuştur. İnsanları sevmemizi, aile, komşu, akrabalarımızla iyi ilişkiler kurmamızı öğütlemiş, insan haklarını gözetmemizi, adaletli olmamızı, herkese karşı hoşgörülü olmamızı istemiştir.

Allah, yaşadığımız çevreyi korumamız gerektiğini vahiy yolu ile bildirmiştir. Allah vahiy göndererek; evrendeki varlıklarla olan ilişkilerimizde yol göstermiş, bunlarla ilgili sorumluluklarımızı hatırlatarak, tüm canlıları sevmemizi, hayvanları ve doğayı korumamızı öğütlemiştir.


Yüce Allah, insanlara yol göstermek için, tarih boyunca bazı peygamberlerle birlikte kitaplar da göndermiştir.

 

Peygamberle birlikte kitap gönderilmesinin nedeni, Allah'ın mesajının daha etkili ve kalıcı olmasını sağlamaktır.

 İlahi kitaplar dört tanedir ve şu peygamberlere gönderilmiştir:

Tevrat: Hz. Musa'ya gönderilmiştir.

Zebur: Hz. Davut'a gönderilmiştir.

İncil: Hz. İsa'ya gönderilmiştir.

 

 

 

 

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol